EVTAS HARBi




EVTAS HARBİ (Şevval,8.H,630)

Mekke'nin fethinden sonra müslümanlar büyük bir sevinç ve neşe içindeydiler. Çünkü en büyük emellerine kavuşmuşlardı. Allah'ın izniyle emellerinin ka'besi, gönüllerinin kıblesi olan Mekke-i Mükerreme'yi fethetmişlerdi. Hem bu büyük işi kan dökmeden başarmışlardı. Bu da ayrıca bir lütf-u İlahi idi. Artık Mekke'de boş vakit namaza da'vet için Bilal'ın gür ve tatlı sesi çalaklanıyordu. Müslümanlar memnundular. Mekke'de hoş ve tatlı hayat geçirip dururken fetihten onbeş gün sonra acı bir haber duyuldu.Mekke'ye yakın bir yerde sakin olan Hevazin kabilesi harbe hazırlanıyormuş,müslümanlara saldıracakmış.


Hevazin, Arapların en kuvvetli kabilelerinden biriydi. Mekke'nin fethiyle putlarının tehlikeye düştüğünü, Mekke'deki putların kırılmasından sonra sıra putlarına geldiğini sanarak harbe karar vermişlerdi. Hazret-i Muhammed bütün Arabistan'ı Tevhid bayrağı altında toplamaya çalışırken onlar yan çizmek istiyordu. Hevazin kabilesi reislerinden Malik b.Avf, Hevazin ve Sekif kabileler de katılmıştı.Yirmi bin kişilik bir ordu İslam'ın üzerine yürüyecekti. Bu şirkin son savleti,son deprenmesiydi.


Cuşem kabilesinden Düreyd b.Samme isminde bir ihtiyar vardı. Harpte bu kart kişinin tecrübelerinden faydalanmak için onu da harp meydanına sürüklenmişlerdi. Malik b.Avf, askerlere cesaret vermek, onların gayretini tahrik etmek maksadıyla kadınları, malları, ne varsa hepsini harp sahasına dökmüştü. İslama en ağır darbeyi indirmeyi kafalarına koymuşlardı.


Düşman ordusu Huneyn vadisinde toplanmıştı.Burası Mekke ile Taif arasındadır. Zülmecaz panayırı bunun eteklerinde kurulurdu.Evtas da buradadır. İhtiyar Dureyd buraya gelince, Deve böğürmeleri, eşek anırmaları, koyun meleyişleri, çocuk ağlayışları kulağına çalınmaya başladı.


-Bunlar ne?diye sordu. Malik b. Avf anlattı ve askerin dönüp geri kaçmasını önlemek için böyle yaptığını söyledi. İhtiyar kurt:


-Hezimete uğrayıp geri döneni böyle şeyler mi çevirecek? Bozguna uğrayan askeri hiçbir şey durduramaz, dedi. Eğer mağluo olurlarsa kadınlarını kendi elleriyle esir vermiş olacaklarından şerefsizliğe uğrayacaklarını söyleyerek onları harp sahasından uzaklaştırmalarını tenbih etti. Fakat gençler, Dureyd'e bunamış nazariyle baktıklarından onun sözünü dinlemediler. Malik b. Avf o zaman 30 yaşlarında genç ve dinç bir adamdı. Onun sözü tutuldu. Hadisat, ihtiyarın haklı olduğunu gösterdi. Ve vadinin en dar yerinde bir boğazı tuttu ve askerler oradaki tepelerde siper alarak oraya yerleştiler. Gelenleri pusuya düşürmek kolaylaşmıştı.

Yorum Gönder

To Top