EFENDİMİZİN EĞİTİM ANLAYIŞI

EFENDİMİZİN EĞİTİM ANLAYIŞI




Mekke döneminde Hz. Peygamber (s.a.v), ashabına nazil olan ayetleri öğretmek, onlara dini esasları anlatmak için ilk eğitim ve öğretim müessesi olarak El-Erkam ın evini seçmişti. Kaynaklara "Dar ul-Erkam" olarak geçen bu evde Peygamberimiz (s.a.v), hem Kureyş den gizlenmiş, hem de davet vazifesini yürütmüştü. İslam ın ilk tebliğ döneminde Mekke şehrindeki İslami eğitim ve öğretim bu evle de sınırlı kalmamış, pek çok evde sahabeler tarafından yürütülmüştür. Hatırlanacağı üzere, Hz. Ömer in Müslüman olmasında, Said İbn Zeyd in Hz. Ömer in kız kardeşi Fatıma bint el-Hattab a ve kocası İbn Amr a Kur an öğretmek üzere evde bulunduğu sırada oraya gelmişti. Hadise Hz. Ömer in ev de kardeşini dövmesi ve eniştesini tartaklaması, sonunda da hidayet bularak Müslüman olmasıyla neticelenmişti.

Sonra da Said İbn Zeyd in gizlendiği yerden çıkarak Kur an ın önemini zikretmişti. Söz konusu hadise, Mekke döneminde eğitim ve öğretimin evlerde sürdürüldüğüne dair belirgin bir örnektir.Evlerin mektep vazifesi için kullanıldığına Medine döneminde de rastlamaktayız. Hz. Peygamber (s.a.v), hicretten önce istek üzerine, Medineli Müslümanlara dini anlatmak, Kur an ı öğretmek için Mus ab İbn Umeyr i Medine ye göndermiş, Mus ab da Medineli Müslümanların evlerinde onlara dersler vermiş ve onları eğitmiştir. Bunların dışında bazı evlerin ise "Dar ül-Kurra"olarak tanındığını ve bu evlerin sadece Kur an eğitimine hasredildiğini görmekteyiz.Peygamber Efendimiz, hicretten sonra Medine ye varışını müteakip bir arsa satın alarak bugünkü Mescid-i Nebevi yi inşa etmiş, bitişiğine de "Suffa" adıyla İslam tarihinde eğitim ve öğretim müessesesi olarak tanınmış olan ve bir mektep, bir üniversite işlevi gören güzide binayı yaptırmıştır.

Bu bina gündüzleri bir okul şeklinde kullanılıp, geceleri ise barınacak yeri olmayanlar için bir yatakhane vazifesi görmüştür. Bir de buna ek olarak Resulullah ın (s.a.v), zevcelerine tahsis olunmuş bir-kaç odadan ibaret ayrı bir kısım inşa edilmiştir.Peygamber(s.a.v) in döneminde kuşkusuz eğitim ve öğretim müessesesi olarak önceliği Mescid-i Nebevi alır. Çünkü Allah Resulü, eğitim ve öğretim için ilim meclis ve halkalarını bizzat burada kurup idare etmiştir. Sahabeler Kur an ve Hadis bilgilerini Hz. Peygamber den burada tedris etmişlerdir. Ayrıca, vahyin büyük bir kısmı bu şehirde yani Medine de nazil olmuştur. Hz. Peygamber(s.a.v.) mescide oturduğu zaman sahabeler hemen O nun etrafını çevirip ilim halkası oluşturmuşlardır. Böylelikle Peygamberimiz (s.a.v.) in mesciddeki vaazları, hutbeleri, feyizli sohbetleriyle sahabeler aydınlanmış ve yetişmişlerdir.Öte yandan Mescid-i Nebevi yedi ayda, bir başka rivayete göre ise hicri 2. yılda tamamlanmıştır.Peygamber Efendimizin Mescidi çok sade olup, aslında etrafı duvarlarla çevrili bir avludan ibaret idi. Efendimiz bir hurma kütüğüne dayanarak ve de kıble cihetine dönerek sahabelere konuşmalar yapardı?İslamiyet i kabul etmemiş bazı kimseler de buraya gelir, Peygamberimizle görüşürlerdi. Söz gelimi, İslamiyet i kabul etmemiş olan Ben i Sakif kabilesi, Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından, müzakereler yapılmak üzere bu mescide kabul edildi. İbn Hişam ın naklettiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v.) onlara avluda üç adet çadır kurdurttu. Müzakere için gelen bu kişiler mescidde rahatça dolaşıyor ve namaz biter-bitmez, Peygamberimizle (s.a.v.) müzakereye girişiyorlardı.Müslüman cemaat ise istediği gibi mescide otururlar ve birbiriyle sohbet ederlerdi.

Peygamberimiz (s.a.v.) ise bağışları burada kabul eder, onları sahabelerine burada dağıtırdı. Burada ticari müzakereler de yapılırdı. Hatta bazen Sudanlılar ve Habeşliler, Peygamberimizin müsaadesi ile mescidde mızrak ve kalkan ile gösteri yaparlardı. (Bk. İslam Ansiklopedisi, C.8, s.23.)İslamiyet yayıldıkça, Müslümanlar güç-kuvvet buldukça mescidlerin önem ve fonksiyonu daha da arttı. Özellikle de Medine İslam devletinin kurulmasından itibaren Mescid, devletin yönetildiği siyasi bir hüviyet ve niteliğe de kavuştu. Mescid bir yandan İslam dininin talim edildiği, Müslümanların Resulullahın önderliğinde ibadet ettiği bir işlevi yerine getirirken, diğer yandan da devlet yönetim merkezi gibi bir işlevi de gördü. Allah Resulü hem bir Peygamber hem de bir devlet başkanı olarak İslam ı bu mescid de (Mescid-i Nebevi) anlattı, tebliğ etti, devleti de buradan yönetti.

Kısacası, Sevgili Peygamber Efendimiz tarafından Medine de inşa edilen Mescidi Nebevi, çok geçmeden din ve devletin iç içe yürüdüğü, yürütüldüğü bir fonksiyona kavuştu...
To Top