O'NUN ( SAV) CESARETi



Cesareti

Uhud Savaşı'nda, İslam ordusu birinci safhada Peygamberimiz (s.a.s.)'in harp taktiklerine uyarak üstünlük sağlamıştı fakat daha sonra kesin sonucu almadan ganimet toplamaya girişince ve yerlerini terk etmemeleri gereken okçular da ganimet toplama işine koşunca düşman süvari birliği arkadan kuşatmış, böylece Müslümanlar iki ateş altında kalmışlardı. Bu safhada Müslümanlar 70 şehit verdikleri halde; Peygamberimiz (s.a.s.) emir komutayı elinde bulundurdu ve büyük bir soğukkanlılıkla İslam ordusunu çevresine topladı. Başarılı bir savunma ile düşmanı dur durdu. Peşinden de inkarcıları Mekke istikametinde günlerce takip etti. Peygamberimiz (s.a.s.) öyle bir kahramanlık ve cesaret ortaya koydu ki, müşrik ordusu geri dönerek yeniden savaşmayı göze alamadı.

Hevazin muharebesinde, İslam ordusu Huneyn geçidine geldiğinde düşman okçularının hücumuna uğramıştı. İslam askerlerinin bu ani saldırıdan korunmak üzere siper aradıkları bir sırada, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) sarsılmaz bir kaya gibi metanet göstermiş, savaş alanından bir adım bile gerilememiştir. Katırını düşmana doğru sürerek 1slam askerlerine "Nereye kaçıyorsunuz ben Allah 'in Resulüyüm, Abdülmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed'im" diyerek ordusunu toparlamış ve zafere ulaşmayı başarmıştır Nitekim bir görgü tanığı şöyle diyor: "Şehadet ederim ki H z.Peygamber (s.a.s,) bir adım bile gerilemedi. Savaş vahşi bir yangın gibi yayıldığı zaman, hepimiz Rasül-i Ekrem (s.a.s.) 'in çevresine sığındık. O'nun yanında durmak en büyük cesaret sayılıyordu."
To Top