KURBAN


KURBAN

Allah Teâlâ’ya ve onun elçisi Hz. Muhammed Mustafa’ya gönülden iman edip teslim olan ve imanın huzurunu kalbinde hisseden müminlerin tek gayesi Yüce Mevlâ’nın kendilerinden razı olmasıdır. Nitekim birbirimize dua ederken de “Allah senden razı olsun.” deriz. duasının olması bunun açık bir ifadesidir. Şu kısa ömür içerisinde kavuşmak istediğimiz tek şey Allah rızası değil midir? Çünkü bizi yalnız O’nun rızası kurtaracaktır. Yüce Rabbimiz, Efendimizin şahsında bizlere şu güzel öğüdü vermektedir: “(Ey Resulüm!) De ki: Benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir”[1].

Namazımız, orucumuz, zekâtımız, haccımız, hayır-hasenatımız, mümin kardeşimize vermiş olduğumuz selam ve tatlı bir tebessüm, hep bize Allah Teâla'nın rızasını kazandıracak güzelliklerdir. Bunlar gibi maddî durumu iyi olan müminlerin her yıl kurban bayramında kurban kesmeleri de Allah için yapılması gereken bir görevdir. Kurban tarih boyunca bütün ilâhî dinlerde bulunan müşterek ibadetlerdendir. Nitekim bu gerçek Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle ifade buyrulmaktadır: “Biz her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine Allah’ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız tek bir Allah’tır. Şu halde yalnız O’na teslim olun” [3].

Kurban kesme görevi müminin halis niyeti ile malını Allah yolunda feda edebilme şuurunu kazanmasına vesile olur. Allah Teâlâ “Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır. Böylece sizi doğru yola iletmesinden dolayı Allah'ı yüceltmeniz için O bunları istifadenize verdi. İyi davrananlara müjdele.” [4] buyurmak suretiyle bütün ibadetlerde gerekli olan ihlâsın kurban ibadetinde de olması gerektiğini bildirmiş, bunu gönülden başaranları da affı ve merhametiyle müjdelemiştir.

Kurban ibadetinin bir diğer önemi de Allah Teâlâ’nın sonsuz nimetlerine karşı bir şükür olmasıdır. “Âdemoğlu kurban bayram günlerinde kurban kesmekten daha sevimli bir iş ile Allah’a yaklaşamaz” [2] buyuran Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bu ibadeti yerine getirmekle Rabbimizin sevgisini kazanacağımızı müjdelemektedir. Ayrıca kurban, fakir, yetim, yoksul ve kimsesizleri sevindirmek suretiyle toplumda sevgi, birlik ve dayanışma duygularının gelişmesine, insanların birbirleriyle kucaklaşmasına vesile olur.

Kurbanda et ve kemik hesabı yapmadan, sadece Allah’a yakınlaşmak, Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak, dostlarımıza ve yoksul kardeşlerimize ikramda bulunmak niyetiyle kurban kesmeliyiz. Bununla birlikte kurbanlarımızı, eziyet vermeden ehil kişilere kestirmeli, kurban kesildikten sonra kurbanın artık ve sakatatlarıyla çevreyi kirletmemeliyiz. Atılması gereken artıkları çevre sağlığına ve temizliğine zarar vermeyecek şekilde ortadan kaldırmalı; bu hususta resmî makamların talimatlarına kesinlikle uymalıyız. Kurbanı çevreye ve topluma zararlı bir ibadet gibi göstermek dinimize karşı da ağır bir saygısızlık ve kötülüktür.

“Temizlik imandandır.” [5] buyuran Hz. Peygamber’in yolunda olan biz müminlere yakışan davranışın çevre sağlığını korumak oluğunu asla unutmamalıyız.
________________
[1] En’âm, 6/162.
[2] Tirmizî, “Edâhî”, 1.
[3] Hac, 22/34.
[4] Hac, 22/37.
[5] Müslim, “Tahâre”,

Yorum Gönder

To Top