O'NUN (SAV) KUREYŞ'LE MÜNASEBETLERi




O'NUN (SAV) KUREYŞ'LE MÜNASEBETLERİ

Hz.Peygamber öteden beri Mekkeli'lerin İslam'a girmesini, Mekke'nin bir islam beldesi olmasını, Kabe'nin putlardan arındırılmasını istiyordu. Hicretten sonra da bu isteğinden bir şey eksilmedi.Ancak,gelişmeler,bu sonuca pek kolay ulaşılamayacağını gösteriyordu.Çünkü Kureyş müşrikleri düşmanlık duygularını hicretten sonra da taşımaktan yana idiler.Nitekim hicretten hemen sonra Ebu Süfyan ile Ubeyd b.Halef,genel olarak Medine'lileri,yazdıkları mektuplarda Müslüman Muhacirleri himaye etmelerinden dolayı tehdit ediyorlardı.Ensar'ın Müslümanlara sahip çıkma arzusunda herhangi bir gevşeme sözkonusu olmayınca Kureyşli müşrikler bu sefer de münafık olarak bilinen Abdullah b.Ubeyd b.Selül'e yazdıkları mektupta Hz.Peygamber'i ve Müslüman Muhacirleri ülke dışına çıkmalarını,aksi halde savaşçılarının öldürülüp kadınlarına el konulacağını bildiriyorlardı.Bununla da yetinmeyen Kureyş müşrikleri,Medine'deki Yahudilerle de işbirliği yaparak entrikalar çevirmeye başladılar.İktisaden muvaffak olmayacakları halde Medine'yi çökertme planları üzerinde de düşündüler.Böylece Medine'nin her an bir saldırıya uğrayabileceği endişesi müslümanlar arsında yayıldı.Belki de Hz.Peygamber'in evi çevresinde bazı geceler muhafızların beklemesi ve Peygamberimizin de ashabına,kılıç ve sair techizatı yakınlarında olarak gecelemelerini tenbih etmesi bu döneme rastlıyordu.


Hz.Peygamber bu durum karşısında eli kolu bağlı duramazdı.Mekke'li müşriklerin haddi aşan tehditlerine karşı bazı tedbirleri alması gerekiyordu.


Nitekim2(624)yılı başlarında Hz.Peygamber,Müslümanların kontrolündeki ticari yollardan Kureyş kervanlarının geçmesine izin verilmeyeceğine dair bir karar aldı ve uygulamak için de çeşitli bölgelere seriyyeler(akıncılar)gönderdi.


Bunlardan ilki,Hz.Hamza başkanlığında otuz askerden oluşan bir seriyye idi,bu birliktekiler Kızıl

Deniz sahillerine yakın bir yere kadar yaklaştılar,Ebu Cehil komutasında bir Kureyş kervanı ile karşılaştılarsa da,her iki tarafın da hamisi durumunda olan Cüheyni kabilesi başkanının araya girmesiyle herhangi bir çatışma çıkmadı.

Ubeyde b.el_Haris komutasında altmış kişilik bir askeri birlik,ikrime b.Ebi Cehil başkanlığındaki bir kervanı durdurmak üzere görevlendirildi.Fakat bu ikinci seferde de herhangi bir silahlı çatışma çıkmadı.Sadece düşman kervanında bulunan ve kendilerini gizleyen iki Müslümanın İslam birliğine katıldığı görüldü.Ama artık,Mekke'li müşrikler,Müslümanlarca rahatsız edildiklerinin farkında idiler.Bu durum onların moralini bozacak,iç bünyede huzursuzluk doğuracaktı.


Sa'd b.Ebi Vakkas da küçük bir askeri birlikle Rabiğ_Harrar bölgesine gitti.Amacı keşifte bulunmak,bölge yerlileriyle ittifak şartlarını araştırmaktı.Çünkü bölge ahalisinin tasvibini almadan oralardan Kureyş kervanlarının geçmesini önlemek zordu ve kervanların geçiş yolları civarındaki kabileler,bunlardan birtakım karlar sağlıyorlardı.Onlara ot,hayvan yemi,su ve o bölgede yetişen ürünlerden satıyorlardı.Dolayısıyla ticari yollarda hakimiyetin sağlanması bir ölçüde bu kabilelerin desteğine bağlıydı.


Hz.Peygamber(s.a.v.)bu gayeyi gerçekleştirmek için H.2Sefer ayında(624Ağustos)Veddan seferine çıktı.Medine'nin güneyinde olan bu bölgede Beni Damre kabilesi vardı.Kendileriyle saldırmazlık ve birbirinin düşmanlarına yardım etmeme anlaşması imzaladılar.Hz.Peygamber'i daha sonra aynı gaye ile Medine'nin kuzey_batı bölgelerinde bir seferde görüyoruz.Bu sıralarda Fihr kabilesinden Kurz b.Cabir komutasında Kureyşli müşriklerden oluşan bir askeri birlik Medine'nin güneyinde dış mahallelere ani bir saldırı düzenledi,insanları öldürdü,evleri yağmaladı.Haber alınınca takip başlatıldıysa da ele geçirilemedi.Böylece Mekke_Medine arasında amansız bir mücadele devam ediyordu.Bu ani saldırıya cevap olarak Hz.Peygamber,daha evvel kontrollerindeki bölgelerden Kureyşli müşrik ticaret kervanlarının geçmesini önlemeyi gaye edinmişken bu sefer,bir kervanı takip etmişti.Bu arada Beni Mudlic ve onların komşusu olan başka kabileyle de yeni ittifak sağladı.

Bu arada H.2Cemaziyelahir(624Kasım)ayında Medine'ye dönen Hz.Peygamber'in iki tedbire daha başvurduğunu görüyoruz.Bunlardan biri,Arap Yarımadasının çeşitli bölgelerine istihbarat elemanı ve casuslar göndererek bilgi toplamak,diğeri Kureyş müşriklerinin nüfus alanlarındaki yolların civarına da küçük,hareketli,cevval askeri birlikler yollayarak düşmana gözdağı vermek.İşte Abdullah b.Cahş Seriyyesi ikincisine örnektir.Sekiz kişilik bu seriyye iki gün süre ile ellerindeki mühürlü talimatı okumadan yürüyecekler,sonra talimatta belirtildiği üzere


Mekke'nin ardında ve düşman arazisinde bulunan Mekke_Taif arasında Nahle denilen yere gideceklerdi.Gaye,bilgi toplama,teftiş,gözetleme,gözdağı verme idi.H.2Recep ayının sonlarına doğru İslam seriyyesi ile oradan geçmekte olan bir Kureyş kervanı arasında çarpışma meydana geldi.Bir müşrik öldürüldü,iki esir edildi,mallarına el konularak Medine'ye getirildi.Hz.Peygamber,İslam komutanını,talimatta olmayan şeyi yaptığından dolayı azarladıysa da olan olmuştu.


Gerçek olay Şaban ayına taşarak olmuşsa da Kureyşliler bunun eşhuru'l Hurum'da(Haram aylarda)meydana geldiğini etrafta yayarak yaygara kopardılar.Bununla beraber bir heyet gönderip fidye karşılığı iki esiri kurtarmak istediler.Hz.Peygamber'in Kureyş'i teskin ve çevredeki propagandaların önüne geçmek için öldürülen kişinin diyetini gönderdiğine ve esirleri,fidye almaksızın serbest bıraktığına dair bir görüş de vardır.Belki de Hz.Peygamber bu tutumuyla yakında görünen bir büyük savaş için zaman kazanmak istiyordu.Esasen Hz.Peygamber,Kureyş müşriklerinin,bu olayı bahane ederek Müslümanlarla bir ölüm kalım savaşını başlatacaklarının farkında idi,hazırlıklarını da buna göre yapıyordu.Düşman kervanlarını takip ettirerek onları taciz etmesinin ana sebebi de müşrikleri,çıkabilecek bir savaşta zayıf ve dağınık bir vaziyette yakalamaktı.Nitekim bu ikl savaş da bir kervan meselesi etrafında ortaya çıktı.Burada bir hususa açıklık getirmek gerekir.Hz.Peygamber'in seriyyelerinin ticaret yollarındaki faaliyetleri,alelade kervan baskını demek değildir.


İslam savaşçıları,Müslüman olamyan diğer unsurların değil,sadece Kureyş müşriklerinin kervanlarını saf dışı etmek istiyorlardı.Bundan anlaşılan,Kureyş müşrikleriyle Medine'li Müslümanlar arasında bir savaş durumunun olduğudur.Yani devletler hukukuna göre iki grup arasında savaş hukuku yürürlüktedir.Dolayısıyla kervanlara yapılan saldırılar,yağmalanma gibi kelimelerle izah edilemez.

Yorum Gönder

To Top