KUTLU HiCRET VE MUCiZE








HZ.PEYGAMBER'İN (SAV) HİCRETİ





Kureyş,Hz.Muhammed'in vücudunu ortadan kaldırmak için o korkunç kararı almıştı.Hz.Peygamber her şeyden haberdardı.Vahy_i İlahi nazil olarak keyfiyet bildirildi ve hicret etmesine izin verildi.




Hz.Ebu Bekir'in evine gelerek:
__Seninle bugün mühim bir iş konuşacağım,yanımızda kimse bulunmasın,dedi.




Ebu Bekir de:
-Burada kızlarımdan başka kimse yok,dedi.

__Hicret için emr-i ilahi aldım.

-Senin refakatınla şereflenecek miyim,ya Resula'llah?

__Evet.

Hz.Ebu Bekir'in bir kaç aydan beri bugün için beslediği iki devesi vardı.Hemen birini Resul-i Ekrem'e teklif etti.Fakat büyük Peygamber'imiz en yakın dostunun,en samimi ahbabının bile bar-ı minneti altında kalmak istemeyerek:

__Kabul ediyorum,fakat bedelini te'diye etmek şartıyla,dedi.Ve Hz.Ebu Bekir de devenin bedelini kabule mecbur kaldı.

Hicret için Allah'ın emrini telakki ettikten sonra böylece Ebu Bekir'e müjdeledi ve iki arkadaş hicret hazırlığını tamamladılar.Hz.Aişe'nin ablası Esma,yolculuk için lazım olan tedariki gördü,yol azığını hazırladı.



Burada hak ve akide uğrunda tarihin en büyük bir macerası başlamak üzere idi.Mukadderat nasıl tecelli edecekti?Onu Allah'tan başka kimse bilmiyordu.



Kureyş'in,kararını tatbik için seçtiği kaatil namzetleri,geceleri Peygamber'in hane_i saadetini muhasara edip çevirirlerdi.Araplarca bir adamı kendi evinin içinde öldürmek cebanetin,korkaklığın en adisi sayıldığından Peygamber evinden çıksın diye bekliyorlar,evinden çıkınca hep birden vurmak istiyorlardı.Hicret akşamı da sular kararırken evini çepeçevre çevirdiler.Hazreti Peygamber burada çok üstün bir buluşla onları oyaladı.Müşrikleri şaşırtmak için çok güzel bir usul tatbik etti.Hz.Ali Efendimiz Onun yatağında yatacak,Onun yeşil örtüsünü örtünecek,düşmanlar Onu karşısında öyle görünce uyuyor sanacak.Onlar,uyansın da dışarı çıksın diye beklerken,O bu arada yerine yerleşecek,işte hicretin ilk anı böyle çok parlak muvaffakiyetli bir planla başlar.


Hz.Peygamber, Hz.Ali'yi çağırarak ona hicret etme kararını bildirdi ve düşmanları oyalamak için hazırladığı planı anlatarak ona kendi yatağına yatmasını teklif etti.Tanrı arslanı bu tehlikeli işi hiç tereddüt etmeden seveseve,canla başla üzerine aldı.Korku nedir,telaş nedir bilmeyen o büyük insanlar,her şeyi soğukkanlılıkla hallediyorlar,tedbirini aldıktan sonra her şeyi Allah'a ısmarlıyorlardı.


Her zaman olduğu gibi hicrette de Hz.Peygamber'in büyüklüğü tezahür etmektedir,bunun bir misali de şudur:


Hz.Peygamber'in Ebu Cehil,Ebu Leheb gibi can düşmanları bile Onun eminliğinden asla şüphe etmezlerdi.Kavminin en emin zatı O idi.Gayet mutemet olduğundan müslim ve müşrik bir çok kimselerin en kıymetli eşyası,mücevheratı Onda emanet olarak mahfuz olarak tutulurdu.Hakkında ölüm kararı varken,canı tehlikede iken bile,O kendi başının kaygısına düşerek bunları unutmadı,telaş sesleri göstermedi.Vazifelerini büyük bir adamaa yakışır bir liyakatla yaptı.Elindeki emanetleri Hz.Ali'ye teslim ederek onları sahiplerine iade edip vermesini tenbih etti.Böylelikle en nazik anlarda bile vazifesini ihmal etmedi.Hayatının her safhasında işte böyle iyilik numunesi olarak insanlara ders verdi.


Düşmanları evi sarmış bekliyordu.Hz.Peygamber,yatağına Hz.Ali'yi yatırdıktan sonra evden çıktı gitti.Onun çıkmasını bekleyen kasdcılar,kör gibi baktılar,fakat Onu çıkarken göremediler.Onlar yatakta birinin yattığını gördükçe Muhammed'i bekliyoruz sanıyorlardı.Halbuki o çoktan aralarından çıkmış gitmişti.Gafil düşmanların arsından çıktıktan sonra,kendisine kimsenin bir zarar getiremiyeceğinden emin olduğundan,hiç telaş etmeksizin Hz.Ebu Brekir'in evine gitti.Ebu Bekir hicret için hazırlanmıştı.Kimseye sezdirmemek için Hz.Ebu Bekir'in evinin arka penceresinden çıktılar.Allah'a tevekkül ederek hicret yoluna koyuldular.İman uğrunda en büyük mücadeleye atıldılar.

Hz.Peygamber,Mekke'den ayrılırken şu sözleri söyledi:

__Ey Mekke,bütün dünyada en çok sevdiğim yer,senin topraklarındır,beni senin duvarların arasında huzur içinde bırakmıyorlar...!


Mekke'nin cenubunda bir buçuk saat mesafede Sevr dağı vardır.Bu iki şerefli yolcu o istikamette gittiler.Düşmanları şaşırtmak için bu en emin yoldu.Müşrikler,Hz.Peygamber'in Medine'ye Müslümanların yanına hicret edeceğini hiç akıllarına bile getiremezlerdi.İşte Hz.Peygamber bu istikamette giderek şaşkın düşmanlarını hepten şaşırttı.Bir kişinin te'yid_i Rabbaniye mazhar olunca,koca bir şirk alayı ile nasıl oynadığını görüyoruz.Onların beyinsiz kafalarıyla istihza edercesine onları şaşırtıyordu.Hicretin başlangıcında cereyan eden hadisat,müşriklerin kara yüzlerini toprağa çalmıştır.Allah onları her işlerinde öyle rezil ü rüsvay etmiştir ki;azıcık akılları olsa,tarih muvacehesine çıkacak yüzleri olmadığını anlarlar,bu onların yüz karasıdır.


Hz.Peygamber'le Ebu Bekir,Sevr dağına giderek onun tepesine tırmandılar ve orada bir mağaraya girip gizlendiler.Ebu Bekir'in oğlu Abdullah,gündüzleri Kureyş arasında dolaşıyor,geceleri onlara haber götürüyordu.O dönünce de Ebu Bekir'in kölesi Amir b.Füheyre o civara koyunlarını sürüyor,hem Abdullah'ın izlerini örtüyor,hem de mağaradaki misafirlere süt veriyordu.Bazı tarihler,Hz.Ebu Bekir'in kızı Esmâ'nın onlara yemek götürdüğünü kaydederse de buna pek ihtimal verilmez.Bir buçuk saatlik bir mesafeye bir kızın yemek götürmesi,bu şartlar içinder,biraz şüphelidir.Düşmanların en ufak bir şüphesini bile uyandıracak her hareketten sakınmak lazımdı.Oğlu Abdullah ile kölesi Amir'in yaptıkları kafi idi.

Bu mağarada üç gün kaldılar.

Müşrikler,ellerindeki adamı kaçırmayalım diye tek tarafı alt üst edercesine arıyorlardı.Aramadık yer,sormadık kişi bırakmadılar.Kim Muhammed'i bulursa ona yüz deve bahşiş vadettilet.Fakat nereye baş vursalar boş dönüyorlardı.Kureyş'in eli sopalı,beli hançerli delikanlıları Muhammed'in izine düşmüşler,Onu arıyorlardı.Bu arayıcı güruhu bir aralık onların gizlendikleri mağaranın civarına geldiler.Orada rastladıkları bir çobana sordular.

Çoban:
-Mağarada olabilirler,fakat ben,oraya kimsenin girdiğini görmedim,dedi.Dışardaki bu konuşmalar,içerden işitiliyordu.Bazıları mağaranın ağzına kadar vardılar,o derece sokulmuşlardı ki,içerden onların ayak sesleri duyuluyordu.Ebu Bekir,kendisi için değil,pek sevdiği Hz.Peygamber için endişe ediyordu.O kadar yaklaşmışlardı ki,ayaklarının dibine baksalar kendilerini göreceklerinden endişe içinde kalan Ebu Bekir:

-Bizi görecekler,ya Resula'llah,dedi.

Hz.Peygamber iman ve itmi'nan ile telkin eden bir sesle:
__Mahzun olma,gam yeme,Allah bizimle beraberdir,dedi.

Kur'an-ı Kerim mağaradaki bu heyecanlı anlardan bahsederek Allah'ın onlara mağarada niyet-i Rabbaniyesinden nasıl sükunet verdiğini,yardım ettiğini anlatır.Şüphesiz ki,mağarada onları koruyan ilahi mukadderattır.Yoksa her tarafı arayan müşriklerin,mağaraya kadar gelmişken içeri girmemeleri ne ile izah edilebilir?

Yorum Gönder

To Top