PEYGAMBERiMiZ (SAV) VE TiCARET




PEYGAMBERİMİZ (SAV) VE TİCARET


Kureyş,ticarete son derece ehemmiyet verirdi.Peygamber'imiz de kendisine bir meslek seçeceği zaman bu yolu tutacaktı.


Ebu Talib'in ailesi kalabalıktı.Kendisi de diğer Kureyş gibi ticaretle meşguldü.O da,hamisi olduğu kardeşinin oğluna bu mesleği seçmişti.


Kureyş'in itibarlı ve şerefli kadınlarından olan Hatice,bazı kimselere ortaklık ile sermaye verip ticarete gönderiyordu.Hatice,Mekke'nin en zengin kadını idi.İki defa evlenmişti,kocaları ölünce kendisine büyük bir servet kalmıştı.Kureyş eşrafından birçok kimseler ona talip çıkmışlarsa da,O bunların hiçbirini kabul etmemişti.Çünkü malına tama ederek talip çıktıklarını anlıyordu.Kölesi Meysere vasıtasıyla ticaretini yarıcılıkla işletiyordu.


Ebu Talib,Hatice'nin Şam'a yine bir kervan göndereceğini duyunca kardeşinin oğluna bu fikri açtı:


- "Dinle kardeşimin oğlu.Biliyorsun,benim servetim az,elimiz darda.Hatice ortaklıkla ticaret için sermaye veriyor.Sen ticarete alışkınsın,bu hususta onunla konuşayım mı?"


-"Arzu edersen,derhal."


Ebu Talib Hatice'ye giderek Muhammed'e ticaret için sermaye vermesini teklif etti ve,


-"Sen filanca ile ticari ortaklık yapıyorsun,fakat Muhammed'e onun iki mislini vermedikçe razı olmayız."dedi.

Hatice'nin cevabı şu oldu:
-"Bu teklifi sen,hoşlanmadığım bir kimse için yapsan,senden olduğu için yine kabul ederdim.Nerede kaldı ki akrabamızdan olan ve herkesin sevdiği pek emin ve nezih birisi için yapıyorsun,istediğin gibi olsun!"

Hatice'nin nesebi,beşinci cedde Peygamber'imizle birleşiyordu.Bu itibarla amca çocukları oluyorlardı.Peygamber'imizin sıdk u emanetinde hiç şüphesi yoktu.

Peygamberimiz'in namus ve istikaameti,ticarette ve insanlarla muamelesinde dürüslüğü ve temizliği herkesçe bilinen bir husustu.Tarih ve hadis kitapları bu hususta şahadetle doludur.Resul_i Ekrem ticareti muamelelerinde doğruluk ve emniyet numunesi idi.Onunla iş tutanlar onun bu haline şahittiler.Ashabdan Saib,Müslümanlığı kabul ederek Peygamberler'imizin nezdine geldiği zaman hepsi Onu medhe başlamıştı.

Resul_i Ekrem de:

-"Saibi medhetmeğe lüzüm yok,ben onu hepinizden iyi tanırım" demişti,


Saib de:

-"Sana feda olayım,seninle ticarette arkadaşlık etmiştik,hak hususunda hatır gönül saymaz,zerre kadar riyakarlık göstermezdin" mukabelesinde bulunmuştu.


Hz.Peygamber,Hatice'nin kölesi Meysere ile Suriye'ye ticaret için büyük bir kervanla yollandılar,şimal istikaametinde yürüyorlardı.Günlerce devam eden bu seyehat hem yorucu,hem de alaka çekici idi.Muhtelif diyarlargörüyordu.Ebu Talib 13 sene evvel bu yerlerden geçmişti.O zaman on iki yaşında bir çocuktu.Bir çok şeyler değişikti.Busra kasabasına geldiler.Bahra orada yoktu.Yerinde Nestura isminde başka bir rahip vardı.


Bu defa ki ticaret ümidin fevkinde çok karlı olmuştu.Üç ay süren bu yolculuktan döndükleri zaman Mekke'ye yaklaştıklarında Muhammed,kervanın önünde geliyordu.Pek sıcak bir gündü.Öğle vakti Mekke'ye geldi.Hatice evinin damından gelen kervanı gözlüyordu.Devenin üstünde gelen Hz.Muhammed'i görünce hemen aşağıya koşup onu istikbal etti.Hz.Muhammed,güzel bir üslupla ticaretten meharetle,vukufal bahsediyor,yaptığı karı anlatıyor,hesap veriyordu.Hakikaten o senelerde bu kadar bir kar yapan olmamıştı.Hatice'nin Muhammed'in sıdk u emanetine olan itimatı pek fazla artmıştı.Kureyş'in eşrafını reddeden bu dul kadın,bu kimsesiz çocuğa gönül vermişti.Ve içindeki sevgi,aşka tehavvül etmişti.Bu gönül sırrını,yakın ve samimi arkadaşlaından Münye'nin kızı Nefise'ye açtı.

Yorum Gönder

To Top