İSLAMDA KADININ YERİ


İslam dininde kadının yeri ve önemi Mumsema Yüce Allah (cc) kainatta her şeyi erkekli ve dişili olarak çift yaratmıştır. Evrende gördüğümüz her şeyin bir eşini de beraberinde görürüz. Bütün canlılar aleminde, her şeyin bir erkeği olduğu gibi bir de dişisi yaratılmıştır. Bu, Yüce Allah’ın kurduğu bir sistemdir. İnsan da aynı kanun gereği çift olarak erkekli ve dişili, kadın erkek olarak yaratılmıştır. Yüce Allah bu konuda şöyle buyuruyor:


“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık..” [1]
“Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli- dişili) iki eş yarattık.”[2]
Kur’an, insan olması bakımında kadını erkekle eşit bir varlık olarak yaratmıştır. Allah (cc) insanları daha huzurlu ve mutlu bir hayat sürmeleri için çift yaratmıştır.
“Allah sizi önce topraktan sonra nütfeden yarattı. Sonra sizi çiftler (erkek-dişi) kıldı. O’nun bilgisi olmadan hiçbir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.”[3]

İlk insan ve ilk Peygamber olan Hz. Adem (as)’i topraktan yaratan Yüce Allah, Hz. Adem (as) dan da eşi Havva anamızı yaratmıştır. A’raf suresinde Yüce Allah (cc) şöyle buyuruyor:

“Sizi tek bir candan (Adem’den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva’yı) yaratan O’dur. Eşi ile birleşince eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Onu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah’a: “Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız”, diye dua ettiler”. [4]

İslam’da, erkekle kadın bir bütünün parçalarıdır. Biri diğeri için vazgeçilmez hayat arkadaşıdır. İslamiyet’ten önce toplumda hak ettiği yeri alamayan kadın, İslamiyet ile insana yakışır haklara, müstesna bir makama sahip olmuştur.

“Kendileri ile dostluk ve yakınlık kurmanız için kendi cinsinizden eşler (hanımlar) yarattı. Aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi O’nun varlığının delillerindendir ”[5]

İslam’da ilk kadın tarafından işlenen ve erkeğin de işlemesine sebep olunan aslı günah anlayışı yoktur. Hz. Adem ile Havva’nın şeytan tarafından müştereken kandırıldığından bahseder.[6] Erkek olsun kadın olsun her doğan kişi günahsız olarak doğar, sonra işlediği fiiller sebebiyle sorumlu olur. Kadınlar hiçbir zaman toplumsal bir nefretin odak noktasına yerleştirilmemiştir.

İslam Dini, kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizam ve sistemin veremediği müstesna bir makama sahip kılmıştır. Yüce Allah Kur’an-i Kerim’de şöyle buyuruyor:
“(Erkeklerin kadınlar) üzerindeki hakları olduğu gibi kadınların da erkeklerin ma’ruf şekilde lehlerine de hakları vardır. Erkeklerin ise kadınların üzerine bir dereceleri vardır…”[7]
Peygamber (sav) Efendimiz de bu konuda şöyle buyuruyor :

“Dikkat ediniz! Sizin, hanımlarınızın üzerinde hakkınız vardır. Sizin hanımlarınızın üzerindeki hakkınız, namuslarını muhafaza etmeleri ve hoşlanmadığınız kimselerin evinize girmesine izin vermemeleridir. Dikkat ediniz! Hanımlarınızın sizin üzerinizdeki hakkı ise onların giyim ve gıda ihtiyaçlarını güzelce karşılamanızdır.” [8]

Yine Peygamber (sav) Efendimiz: “Ailenin senin üzerinde hakkı vardır.” [9] buyuruyor.
İslamiyet’te geçim yükü erkek ve kadın arasında paylaşılmıştır. Bir erkek hanımını tarlada, fabrikada veya herhangi bir iş yerinde çalışmaya zorlayamaz. Kadın kendisi isterse ve erkek de çalışmasına razı olursa, kadın kendisine uygun bir işte çalışabilir.

Müslüman kadının ev işi yapması, çoluk çocuğuna bakması bir ihsandır ve çok sevaptır. Müslüman kadınlar bunu severek gönülden ve ibadet aşkı ile yaparlar.

Kadınlara karşı iyi davranmak, tatlı ve yumuşak dille nazikçe konuşmak, kaba ve sert hareket etmemek Allah Resulü’nün güzel ahlakındandır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor:

“Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım. Kadınlara ancak iyi insanlar güzel davranır, onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder.”[10]

Müslümanlıkta kadın sultandır. Dinimiz kadına çok büyük değer vermiştir. Erkeğe de mesuliyet yüklemiştir. İslamiyet’te kadın çalışmak, para kazanmak zorunda değildir. Evli ise erkeği, bekar ise babası, babası da yoksa en yakın akrabası çalışıp onun her ihtiyacını karşılamak zorundadır. Kendisine bakacak hiç kimsesi bulunmayan kadına, devlet yardım sandığı bakar.

“Kişinin harcadığı en hayırlı para, ailesi için harcadığı, Allah yolunda cihad için hayvanına harcadığı ve yine Allah yolunda arkadaşları için harcadığı paradır.” [11]

“Bir kişi, sevabını Allah’tan umarak ailesine harcama yaptığında, bu harcama onun için sadaka olur.” [12]

“Veren el üstündür. Vermeye, geçimini sağlamakla yükümlü olduğun kimselerle; annenle, babanla, kız ve erkek kardeşlerinle başla. Sonra da yakınlık durumuna göre devam et.”[13]
“Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter.” [14]

Peygamber Efendimiz evlenilecek bir kadında aranacak olan özellikleri şöyle belirlemiştir:
“Bir kadınla dört özelliği için evlenilir. Malı için, asaleti için, güzelliği için ve dindarlığı için. Sen evlenirken dindar kadını tercih et ki evin bereketle dolsun” [15] 

Resulüllah (sav) Efendimiz biz erkekleri, kadınların hak ve hukukunu gözetmeye davet etmekte ve bu konuda Veda Haccındaki meşhur hutbesinde şöyle buyurmaktadır:

“Kadınlarınız hakkında Allah’tan korkunuz. Şüphesiz, onlar sizin yanınızda yardımcılarınızdır. Onları Allah’ın emaneti olarak aldınız” [16] 

Başka bir Hadis-i Şerif’te ise; “Allah sizden, kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister. Çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir…” [17] buyurmaktadır.

Her kadın, bir erkeğin ya kızıdır, ya kız kardeşidir, yahut hanımıdır veya onu doğuran annesidir. Onun için kadınlara kötü şeyler reva görülmemeli, onlara layık olduğu değer verilmeli, hürmet edilmelidir.

Erkek eşi ile iyi geçinmeli, sinirli, hırçın ve ona karşı kırıcı olmamalıdır. Yüce Allah (cc) bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Ey İman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Apaçık bir edepsizlik yapmadıkça, onlara verdiğinizin bir kısmını ele geçirmeniz için de kadınları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin” [18]

İslam’dan önce Araplar kadına çok kötü muamele ediyorlardı. Kocası ölen kadını, onun miras bıraktığı mal gibi telakki ediyorlar, kadın istemese bile onunla evlenme veya onu başkasıyla evlendirme hakkına sahip olduklarını düşünüyorlardı. Kadını kullanarak maddi menfaat sağlamak yoluna gidiyorlardı. Nisa suresi 19. ayet bütün bu haksızlıklara son vermiş, kadına layık olduğu hakları getirmiştir.

Aile yuvasının devamını sağlayacak temel prensibi… Erkekler eşleri ile iyi geçinecekler, bunun için uygun ortamı hazırlayacaklardır. Eşin, mizacı, ruhi yapısı ve karakteri dikkate alınmalıdır. Erkek, her şeyden önce eşine bir insan olması açısından bakmalı, onun aile yuvasının temelini oluşturan iki temel unsurdan biri olduğunu hatırdan çıkarmamalıdır.

Peygamber (sav) Efendimize bir adam soruyor: “Ey Allah’ın Resulü! Kadınların erkekler üzerindeki hakları nelerdir? Peygamber (sav) şu cevabı veriyor:

“ Yediğinden yedirmesi, giydiğinden giydirmesi (kadının kocası üzerindeki hakkıdır). Sakın (eşinin) yüzüne vurmasın. Ona kötü muamelede bulunmasın. Evin dışında onu terk etmesin.” [19]


Hz. Aişe (ra) dan; “Resulullah (sav) Allah yolunda savaş hali dışında, ne bir kadına ne de bir hizmetçiye, kısacası hiçbir kimseye el kaldırıp vurduğunu görmedim” [20]

“Allah’ın hanım kullarına vurmayın!.. (Bu gece) Muhammed’in eşlerine pek çok kadın geldi. Hepsi de kocalarından şikayetçiydi. Bu adamlar sizin hayırlılarınız değildir.” [21]

“Mümin bir kimse eşine karşı nefret beslemesin. Çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da hoşlandığı başka huyları mutlaka vardır”. [22]

İbn Ömer (ra) bu konuda şöyle diyor: “Biz Peygamber (sav) Efendimizin zamanında hakkımızda vahiy indirilir korkusuyla hanımlarımıza karşı söz söylemekten ve istediğimiz gibi davranmaktan çekinirdik. Ancak Peygamber (sav) Efendimiz vefat edince hanımlarımıza istediğimiz gibi söz söylemeye ve rahat davranmaya başladık.” [23]

Peygamber (sav) Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Bana dünyadan güzel koku ve kadınlar sevdirildi. Benim en mutlu anım ise, namazda olduğum zamandır.” [24]

“Dört şey Peygamberlerin sünnetlerindendir: Utanma ( haya) duygusu, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek.” [25]

Kadın iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir arkadaş, merhamet timsali, şefkat abidesi ve hepsinden önemlisi Allah’ın en güzel bir şekilde yarattığı güzel, zarif, nazik bir kul ve insandır.
To Top