KURBAN'I ANLATAN AYET VE HADiSLER


KURBAN'I ANLATAN AYET VE HADiSLER

Kurban, Kitap, Sünnet ve icma ile meşru kılınmış bir ibadettir ve hicretten iki sene sonra meşru kılınmıştır Kurban ibadetine Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’inde mealen şu ayetlerle işaret buyurmuştur:

“Rabbin için Namaz kıl ve Kurban kes” (Kevser Suresi: 2), “şüphesiz benim namazım, kurbanım ve diğer ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir O'nun ortağı yoktur ” (En’am Suresi: 162)

Kurban ibadetinin önem ve ehemmiyetine vurgu yapan hadis-I şeriflerden bir kaç tanesi ise şöyledir:
“Ademoğlu kurban bayramı gününde (kurban) kanı akıtmaktan daha sevimli bir iş ile Allah'a yaklaşabilmiş değildir Kanını akıttığı hayvan, kıyamet günü boynuzları, çatal tırnakları ve kılları ile gelecektir Akan kan yere düşmeden önce, Yüce Allah katında, yüksek bir makama ulaşır Bu bakımdan kurbanlarınızı gönül hoşluğu ile kesiniz”, “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın” (ibn Mace, Ahmet bş Hanbel)
Bu ayet ve hadislerden hareketle Kurban ibadetinin hükmü hakkında islam âlimleri şu mütalaa ve mülahazalarda bulunmuşlardır:

Kurban kesmek, dinen aranan şartlara haiz olan bir kişiye, Hanefi mezhebindeki çoğunluğun ve bazı müctehid imamların görüşüne göre vaciptir Diğer müctehidlerin çoğunluğuna göre ise, sünnet-i müekkededir Ancak buradaki sünnet-i müekkede tabiri de Hanefi mezhebindeki vacib hükmüne tekabül etmektedir Yani vacip derecesinde bir ibadettir demek olur Biraz önce geçen “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın” hadisindeki şiddetin de dozu gösteriyor ki kurban ibadeti, şartları tutan her insan tarafından mutlaka yerine getirilmelidir Terki bir Müslümanı islam cemaatinden uzaklaştırmaya kadar götürecek olan bir ibadet, elbette son derece mühim bir ibadettir .
Kesilen kurban üzerinde yapılacak muamele konusunda da hem Kur’an, hem de Sünnet bizi yalnız bırakmıyor Önce ayetler:

“Onlardan yiyin ve eli dar olana ve yoksullara yedirin” (Hac Suresi ayet: 28);
“Etinden yiyin ve ondan dilenen ve dilenmeyen yoksullara yedirinş” (Hac Suresi ayet:36)
Bu konuda bize ışık tutan Hadislerin bir kısmı da şöyledir:
Bir rivayette Rasulullah (sav,) iki güzel (kusursuzve semiz) koç kurban etmiş ve onları kendi elleriyle keserek: “Bismillah'i Allah'u Ekber! Bunlar, benim ve kurban kesemeyen ümmetim içindir ”buyurmuştur (Muttefekun aleyh)
Bir diğer rivayet ise şöyledir: Peygamberimiz(sav), Hz Aişeye: “Kurban etini ne yaptınız?” diye orduğunda Hz Ayşe (ra) validemiz: “Ya Rasulallah! Hepsini dağıttık sadece ön ayakları kaldı” cevabını vermişler Bunun üzerine Peygamberimiz efendimiz (sav): “Bilakis ey Aişe! Hepsi kalmış ön ayakları hariç buyurmuşlar”
Rabbimizin islam dini mensuplarına bir hediyesi olarak, islam’dan önceki dinlerin aksine, Allah rızası için kesmiş olduğumuz kurbanlarımızdan hem kendimiz yiyebiliriz, hem de dost, ahbap ve akrabalarımıza elbette en başta da fakir ve fukaraya ikram ederiz .
Kurban, ibadet olmasının yanında, tamamen anlayamasak da içinde onlarca hikmeti barındıran ve sosyal birçok faydası olan mühim bir yardımlaşma müessesesidir Kurbanın çok sayıdaki hikmetlerinden farkına varabildiğimiz ve tesbit edebildiğimiz, bazı hikmetlerini şöylece sıralayabiliriz:
  • Kurban, kurban kesen insanın kulluğundaki sadakat ve teslimiyetinin bir nişanesidir Kulun bedeni ibadetinin yanında, mali bir ibadetten de kaçınmadığını gösterir.
  • Kurban bayramı Namazından hemen sonra kurban kesen mü’min, “bedenimi Allah’a kulluğa sevkettiğim gibi malımı da Allah’a kulluk yolunda sarfederek hem beden hem de malımla kulluğumu ispat ediyorum” demek istiyor Kelimenin manasından da anlaşılacağı gibi, kurban, kurban ibadetini yerine getiren Müslümana, Allah'a daha da yakın olma arzusu ve isteğiyle bu ibadeti gerçekleştiği için ilahi sevgiyi kazandırır.
  • Ferdi, cimrilikten, kişisel çıkarlardan, ihtiras ve maddecilikten uzaklaştırıp, Allah'ın cömertlik sıfatının tecellisine mazhar kılar.
  • Kişiyi topluma bağlar; komşu ve muhtaçlarla kaynaşma imkânını sağlar Kişinin toplumda itibarını artırır.
  • Aileye huzur getirir; çocukların dimağlarında dinden ve dindarlıktan, yardımda bulunmaktan yana silinmez izler meydana getirir.
  • Aile ferdlerini hayırda, iyilikte, yardımda bulunmaya, fakirlerle ilgilenmeye alıştırır
  • Toplumun samimi duygularla bütünleşmesine yardımcı olur Rahmet meleklerinin dua ve istiğfarlarını artırır Eve rahmet ve bereket inmesine sebep olur.
  • Kabirde huzur içinde yatmayı sağlar Ahirette sahibine manevi bir binek ve sırattan geçmesine destek olur.
  • Hz Peygamber (sav)’in güzel sünnetlerinden birini yerine getirmenin sevinç ve huzurunu tattırır ve O'nun şefaatına vesile olur.

Yorum Gönder

To Top