AREFE GÜNÜ O'NA YAKLAŞMALI !


AREFE GÜNÜ O'NA YAKLAŞMALI !

Arefe denildiğinde alışveriş ve bayram hazırlığı gelir aklımıza. Ama arefe dini anlamda teslimiyet, ibadet ve duanın yoğunlukla yaşanması gereken bir gündür. Kur'an'ımız, Zilhicce ayının ilk 10 gününe dikkat çekerken, Peygamberimiz de (sas) bu günü cumanın faziletine benzetiyor. Duaların en faziletlisinin arefe günü yapılan olduğunu anlatıyor. Bu günü oruçla, duayla geçirebilir, kendimizi Arafat'ta tahayyül edebiliriz.


Arefe, Kurban Bayramı'ndan bir önceki gün, hicrî takvime göre Zilhicce ayının 9. günüdür. Fecr Sûresi'nin ikinci âyetinde geçen "Ve on geceye yemin olsun" ifadesinin Ramazan'dan çok Kurban'a işaret etmesi görüşü daha ağırlıklıdır. Resulullah (sas) arefe gününün faziletini anlatırken şöyle buyuruyor: "Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: Lailahe illallah vahdehu la şerike lehu. (Allah birdir, ondan başka ilah yoktur, O'nun ortağı da yoktur) sözüdür." (Muvatta, Hacc 246)

Resulullah (sas), "Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah'ın kıymet verdiği bir gündür." diyerek Allahu Teâlâ'nın kıymet verdiği günü hürmet ederek bilinçli bir şekilde yaşamaya gayret etmemizi istemiştir. Hürmet; verilen nimeti idrak etmekle, verileni bilmekle, görebilmekle ve 'ârif' olmakla başlar. Arefe gününü günahlara girmeden oruçla, duayla, istiğfarla geçirmek kullarını arefe gününde bağışlayacağını müjdeleyen Allahu Teâlâ'ya hürmetin ve şükrün bir ifadesidir. Hazreti Aişe (r.anha) arefeyle ilgili şu rivayette bulunuyor: "Allah, hiçbir günde, arefe günündeki kadar bir kulu ateşten çok âzâd etmez. Allah mahlukata rahmetiyle yaklaşır ve onlarla meleklere karşı iftihar eder ve: "Bunlar ne istiyorlar?" der." (Müslim, Hacc 436)

Arefe günü, Hazreti Âdem (as) ile Hazreti Havva'nın Arafat'ta buluştukları gündür. "Tevriye" ise arefe gününden bir önceki güne denir. Arefe günü oruç tutmak çok daha sevaptır. Resulullah (sas) bugün oruç tutmayı şu mübarek ifadelerle teşvik etmiştir: "Arefe günü oruç tutana, Âdem aleyhisselâmdan, Sûr'a üfürülünceye kadar yaşamış bütün insanların sayısının iki katı kadar sevap yazılır."

Arefe gününü hacılarla birlikte yaşayalım

Arefe günü hacılar Arafat'ta vakfe yapıp dua ederken mânen onların yanında olduğumuzu hissederek dualarına iştirak edebiliriz. Hacıların Arafat'ta "Lebbeyk (Buyur Rabb'im)" diyerek dil, ırk, ten ayrımı yapılmaksızın bir araya geldiği mahşer gününü hatırlatan, kulluğun Allahu Teâlâ'ya dualarla, telbiyelerle arz edildiği en kıymetli zaman dilimidir. Resulullah şöyle buyurmuştur: "Duanın faziletlisi, arefe günü yapılanıdır." (Beyhaki) Arefe günü kabir ziyareti yapabilir, okuduğumuz Kur'an'ları geçmişlerimize hediye edebiliriz.

Ebû Katâde'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah'a (sas) arefe günü tutulan orucun fazileti soruldu; O da, "Geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur." buyurdu. (Müslim, Sıyâm 196, 197)

Bayram gecelerini aynen kandil geceleri gibi dua ve ibadetle ihya etmek, kaza namazı kılmak, Kur'an okumak ve Allah Teâlâ'dan af ve mağfiret dilemek gerekir. Çünkü duaların makbul olduğu gecelerden birisi de bayram geceleridir. Nitekim Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini, sevabını umarak ibadetle geçiren kimsenin kalbi, kalplerin öldüğü gün ölmez." (Mecmeu'zevâid, c. 2, s. 198) Arefe gününe hürmet edilmeli, günaha girmemeye dikkat edilmelidir.
To Top