TAYY KABİLESi VE HATEM'iN KIZI


TAYY KABİLESİ VE HATEM'İN KIZI

Tayy kabilesi İslam'a karşı vaziyet almıştı. Meşhur Hatem'in oğlu Adiy bunların reisiydi. Adiy Hristiyanlığı kabul etmişti. Müslümanlara düşmandı. Hz.Ali bunların üzerine gönderildi. Hz.Ali yaklaşınca Adiyy Hristiyan arapların bulunduğu Suriye hududuna kaçtı. Hz.Ali, Tayy kabilesinin putunu kırdı ve ele geçirdiği esirleri alıp Medine'ye döndü. Cömertliği dillere destan olan Hatem'in kızı Sofane de esirler arasındaydı. Medine'ye gelince, Hz.Peygamber'e:

-"Ya Resulullah dedi.Babam ölmüş, biricik yakın akrabam olan kardeşim de kaçmış bulunuyor. Hürriyetimi satın almak için fidye verecek bir şeyim yok. Necatım için senin ulüvv-ü cenabına sığınıyorum. Babam cömert bir adamdı. Kabilesinin ulusuydu. Esirleri kurtarır, kadınların ırzını korur, fukarayı doyurur, felakete uğrayanlara yardım eder, hiç bir talebi reddetmezdi. Ben onun kızıyım. "

Hz.Peygamber:

-"Senin baban İslam'ın telkin ettiği faziletle süslü bir adamdı,dedikten sonra etrafındakilere:
-"Hatem'in kızı serbesttir,babası insanlık sever bir adamdı, Allah merhametli olanları sever ve mükafatlandırır." buyurdu. Sofane'ye elbise ve yol harçlığı vererek onu Suriye'ye kardeşinin nezdine gönderdi.

Sofane kardeşine, Hz.Muhammed'in faziletkarlığını, onda gördüğü insanlığı anlatınca, Adiy müslüman olmaya karar verdi ve Medine'ye gelerek Mescid-i şerifte Hz.Peygamber'le görüştü, Hz.Peygamber onu alıp evine götürdü. İhtiyar bir kadına rastladılar. Kadın müteaddid sualler sorarak Peygamberimizi alıkoyduğu halde O, onu dikkatle dinledi. Adiy, Arap reislerindendi. Bundan başka Bizanslıların Suriye'de sürdükleri hayatı da görmüştü. Hz.Muhammed'in ihtiyar bir kadına gösterdiği bu saygı ve hoş muamele onun üzerinde derin bir tesir etti. Bunu ancak Peygamber olan mübarek bir zat yapabilir, dedi ve onun hak peygamber olduğuna dair bir şüphesi kalmadı.

Hz.Peygamber'in hane-i saadetine girince, Peygamberimiz misafirini deriden bir şilte üzerine oturttu. Bu ev sade döşenmişti. Saltanat süren hükümdarların debdebeli saraylarına hiç de benzemiyordu.

Sa'di merhum Bustan'ında bu vak'ayı şöyle canlandırır:


"Tayy kabilesinin Cenab-ı Resul
İmana çağırdı, ettiler nükul.
Gönderdi biraz İslam askeri,
Bir miktar esirle döndüler geri.
Ne cizye ettiler kabul, ne iman,
Verildi hepsinin katline ferman.
" Hatem'in kızıyım "dedi bir kadın,
Duydun elbette Hatem'in adın.
O nama hürmeten ey alicenab
Beni affeylemek etmez mi icab? "
Mes'ulü vechile dilşad edildi.
Bağları çözüldü azad edildi.
Gerçi affedildi Hatem'in kızı,
Fakat yüreğinden geçmedi sızı.
Yalvardı cellada:"Kayırma dedi,
Beni yoldaşlardan ayırma dedi.
Onlar inleşirken senin elinde
Benim kalmaklığım layık mı zinde?"
Bunu derken yaşlar dökerdi gözü,
Sem'i Nebeviye erince sözü
Cümlesini birden azad eyledi:
"Pak asıldan fena fer' olmaz." dedi.
Peygamberimiz Adiyy'e sordu:



- Ey Adiy, senin salik olduğun din,ahaliden kazançlarının on birde birinin toplanmasını menettiği halde sen halktan bunu topluyormuşsun.
- Evet, topluyorum.
- Senin nazarında Allah'tan başka bir ma'bud var mıdır?
- Hayır, yoktur.
- Allah'tan başka daha büyük bir şey var mıdır?
- Yok.
- O halde bil ki Allah'ın gazabı,dalalete sapan Yahudilerle Hristiyanlara isabet etmiştir.

Adiy, Müslümanlığı kabul etti ve sadık bir müslüman olarak yaşadı.

Hz.Peygamber o zaman Adiy ile yaptığı konuşmalarda ona şöyle demişti:

" Sen müslümanların bugün ihtiyaç içinde oluşlarına bakarak belki müslüman olmaktan çekinirsin. Fakat gün gelecek onlar bol servete kavuşacaklar. Öyle ki, mala talib bulamayacaklar. Bir kadın ta Kadsiyeden kalkıp devesiyle Hacca gidecek, Allah korkusundan başka bir korku duymayacak. Emniyet ve asayiş kemal bulacak. " Çok geçmeden bu haberi Nebevi tahakkuk etmiş, İslam ülkelerinde emsalsiz bir asayiş ve emniyet kurulmuş, halk huzur ve rahata kavuşmuştur.

Yorum Gönder

To Top