MEKKE FETHi (H.8/M.630)


MEKKET FETHİ (H.8 / M.630)

Müşriklerin Antlaşmayı Bozmaları


Hudeybiye antlaşması maddelerinden biri uyarınca Hüzae Kabilesi müslümanların, Ben'i Bekir Kabilesi de müşriklerin tarafında barışa katılmıştı. Ancak kısa zaman sonra bu iki kabile arasındaki düşmanlık yeniden meydana çıkmıştı. Üstelik bu sefer Kureyşli müşrikler de Beni Bekir'e yardım ediyordu. Bunun üzerine Beni Bekir'den bir gurup Medine 'ye giderek durumu Peygamberimize bildirdi. Peygamberimiz ahitlerine bağlıydı. Karşı tarafın da bağlı olmasını isterdi. Kureyş'e şu yolda haber gönderdi :

" Huzae'lilerden öldürülenlerin diyetleri ödenecek, Kureyş, Ben'i Bekir'le olan antlaşmasını bozacak, aksi takdirde Hudeybiye barışı geçerliliğini yitirmiş olacak. "

Ebu Süfyan'ın Medine'den Boş Dönüşü

Mekke'li puta tapıcılar bir an için zayıfladıklarını buna karşılık müslümanların kuvvetlendiğini unutarak üçüncü şıkkı kabul ettiklerini söyleyiverdiler. Böylece barış bitmiş, savaş hali başlamış oluyordu. Bunun hata olduğunu anlayarak barışı yenilemek üzere Ebu Süfyan'ı Medine'ye yolladılarsa da Hz.Peygamber'in huzuruna bir yol bulamadı. Kimse ona aracı olmadı ve eli boş döndü. Mekke'liler korku ve telaş içinde kaldılar.

Fetih Hazırlığı

Bu esnada Peygamberimiz H.8/M.630 yılında "Allah'a iman edenler silahlanarak Ramazan'ın ilk günlerinde Medine'ye gelsin!" diyerek Mekke fethi hazırlıklarını başlatıyordu. Her tarafa haberciler yollandı. Bu arada çocukları hakkında şefaatçi olur umuduyla fetih hazırlığını Mekke'lilere bildirmek isteyen ashabtan Hatıb'ın mektubu bir kadında yakalandı. Hatıb'ın savunması üzerine bunun üzerinde durulmadı. Bedir ashabından olan Hatıb bağışlandı.

Ebu Süfyan'ın İslam Karagahında İslam'ı Kabulü

Peygamberimiz 10.000 kişilik ordusuyla 10 Ramazan, H.8/1 Ocak, M.630 tarihinde Mekke'ye doğru hareket etti. Yolda amcası Abbas ile karşılaştı ve "Muhacirlerin sonuncusu sen oldun!" diye iltifat etti. İslam ordusu, karargahını Mekke'ye 16 km mesafedeki bir vadiye kurdu. Geceleyin meşaleler yakılınca Mekkeliler dehşete kapıldılar. Ebu Süfyan meseleyi anlamak için geldiğinde Ömer ve Abbas tarafından yakalanıp Peygamberimizin huzuruna getirildi. Orada müslüman oldu. Peygamberimiz bir resmi geçit yaptırarak ordusunun gücünü Ebu Süfyan'a gösterdi. Sonra da Ka'be avlusunda toplananların,evlerinden çıkmayanların ve Ebu Süfyan'ın evinde toplananların güvenlik içinde olacağını bildirdi. Böylece Ebu Süfyan'a iltifat etmiş oluyordu.

Fetih Hutbesi;İslam'da Eşitlik

Hz.Peygamber "Bugün, Ka'be'nin tekbirle ve tevhidle şanlanacağı gündür!" diyordu. Kan dökülmesini istemiyordu. Nitekim ertesi sabah dört bir yandan şehire girildi. Sadece Halid.b.Velid, kendilerine saldıran bir guruba hücum etmek mecburiyetinde kalmış ve birkaç müşrik ölmüştü. Hz.Peygamber'in çadırı Hacun'a kurulmuştu. Efendimiz oradan mütevazi bir şekilde devesinin üzerinde Ka'be'ye gelmişti.Ka'be'deki putları" Hak geldi batıl zail oldu..." mealindeki ayetleri okuyarak kırdı. Ka'be içindeki ve çevresindeki bütün putları temizleyerek içeride namaz kılıp tekbir getirdikten sonra Ka'be kapısı önünde birikmiş insanlara iradettiği hutbede; "Allah'tan başka ilah yoktur, yanlız O vardır, O'nun eşi ve ortağı yoktur. Vaad'ini yerine getirdi. O kuluna yardım etti. Aleyhimizde toplanan kuvvetleri yanlız başına hezimete uğrattı. İyi biliniz ki, bütün cahilliye adetleri, bütün mal ve kan davaları bugün şu iki ayağımın altındadır. Yanlız Ka'be hizmeti ve hacılara su dağıtma işi bunların dışındadır. Ey Kureyş topluluğu! Allah sizden cahilliyet gururunu, babalara soylarla büyüklenmeyi gidermiştir. Bütün insanlar Adem'den, Adem de topraktan yaratılmıştır." diyor sonra da "...Allah'ın katında en değerliniz en müttakinizdir." anlamındaki ayeti okuyordu. Böylece Allah katında insanlığın eşit olduğunu, üstünlüğün fazilet ve takvada olduğunu belirtiyordu.

Kadınların Biatı

Fetih günü öğle vakti olunca Bilal-i Habeşi Hazretleri Ka'be'nin damına tırmanarak öğle ezanını okudu ve Kabe ezanla, tekbirle, tevhidle şanlandı. Namazdan sonra Safa tepesine çıkılarak biat merasimi yapıldı. Önce erkekleri biat ettiler. Sonra kadınlar. Peygamberimiz içi su dolu bir kaba ellerini sokuyor sonra da kadınlar sokup çıkararak: "Allah'a ortak koşmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, iftiradan sakınacaklarına, zinadan kaçınacaklarına, hak olan her şeyde Hz.Peygamber'e itaat edeceklerine..." and içiyorlardı.

Umumi Af

Peygamberimiz (s.a.v.) fetih hutbesinin sonunda müşriklere; " Geçmişte yaptıklarınızdan dolayı bugün muaheze olunmayacaksınız! Haydi hepiniz serbestsiniz " demişti. Böylece umumi af ilan edilmiş oluyordu. İdam edilmeyi gerektiren suçları bulunan biri kadın üç müşrik dışında bütün Mekke'liler af kapsamına alınmışlardı.

Yorum Gönder

To Top