ŞAiR KA'B


ŞAİR KA'B İSLAM'LA TANIŞIYOR

Din kuvvet bulmuş, bütün Arabistan'a yayılmaya başlamıştı. Ka'b İbn-i Züheyr ismindeki şair, Hazret-i Muhammed'i (SAV) şiirleriyle hicvederdi. Bu yüzden korkusundan kaçmıştı. Yalnız Peygamber'i hicvetmekle kalmamış, Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani hakkında da gazeller söyleyerek Peygamber'in ailesine dil uzatmış oluyordu. Bu sebeplerle kanı heder edilmişti. İslam’ın kabileler arasında süratle intişarı neticesi Ka'b, sığınacak yer bulmakta güçlük çekiyor, onu kimse kabul etmek istemiyordu. Kardeşi Müslüman olmuştu. Ka'b hakkında telaşa düştü. Ona mektup yazarak gelip Hz. Peygamber’e teslim olmasını, ondan af dilemesini söyledi. Ka'b düşündü, kardeşini haklı buldu ve hemen kendini tanıtmadan Medine'ye geldi. Hz. Peygamber’in huzuruna çıkarak

-Ka'b'ı huzurunuza müslüman olarak getirsem onu affeder misiniz? diye sordu. Hz.Peygamber:
-Evet,dedi.Bunun üzerine:
-İşte huzurunuzda bulunan ben, Ka'b'ım, dedi. Orada bulunan Ashab, Ka'b'a hücum etmek istedilerse de Peygamberimiz:
-Bırakın, Ka'b affolunmuştur, buyurdu.

Ka'b, Hz.Peygamber'in önünden meşhur kasidesini okumaya başladı. Bu kaside, adet üzere şairin sevgilisi Suadın ayrılığından duyduğu teessürünü, kalbinin elemlerini ifade ile başlar. Sevgilisinin güzelliğini, tatlı ve ince sesini, parlak çehresini, semavi tebessümünü, medheder. Bu girişten sonra asıl maksada gelir, sözü Peygamber'e getirir. Onu medhederken belagatın şahikasına çıkar.

" Resulullah'ın bana vaidde bulunduğunu duydum. Ondan zaten af umulur. " diyerek af diler.
Nasihat ve ibret dolu olan Kur'an-ı Kerim'i Peygamber'e veren Allahu Zü'l Celal'in hidayet bahşettiğini söyler. Şair:

"Peygamber dünyayı tenvir eden bir meşaledir, ışık saçarak etrafı nurlandıran bir nurdur, şerri kesip atmak için çekilmiş Allah'ın bir kılıcıdır. " beytini söyleyince, bu, Hz.Peygamber'in hoşuna gitmiş ve yanında şaire verecek başka bir atıyye bulunmadığından hemen sırtından hırkasını çıkararak ona hediye etmiştir. Ondan dolayı bu kasideye Kaside-i Bürde denir. Bu hırkayı Muaviye, hilafeti zamanında şairin versesinden 40 bin dirheme satın almıştır. Emevilerden Abbasilere, sonra da Mısır'dan Yavuz Sultan Selim'e geçen bu Hırka-i şerife, Emanet-i Mübareke arasında Topkapı Sarayında Hırka-i Saadet dairesinde mahfuzdur.

Yorum Gönder

To Top