Hz. ÖMER'iN MÜSLÜMAN OLUŞU


HZ.ÖMER'iN MÜSLÜMAN OLUŞU

Müşrikler İslam'ın yayılışını önlemek için başvurdukları tedbirlerin kısa zamanda etkisini kaybettiğini görüyorlar, bataklıktaki adamın çırpındıkça daha çok batmaya yüz tuttuğu gibi hüsrana düşüyorlardı. Hz.Peygamber'i, hiçbir şekilde durduramıyorlardı. Eza cefa yapıyorlar, nefse hoş gelecek her şeyi teklif ediyorlar, Ebu Talib gibi itibarlı kişileri araya koyuyorlar, Utbe gibi şairleri vasıta ediniyorlar, fakat sonuca ulaşamıyorlardı. Bunun üzerine Mekke-Site devletinin meclisi olan Darunnedve'de karar verme yetkisine haiz olanlar toplanarak Hz.Peygamber'i öldürmek konusunda ittifak ettiler. Bunu yerine getirme görevi de Ömer b.el_-Hattab'a verildi. Hiddetli ve atak bir yapıya sahip olan Ömer, kılıncını kuşanarak yola koyulduğunda Müslümanlığını gizleyenlerden Nuaym b.Abdullah ile karşılaştı.

Nuaym ihtimal ki, hedef şaşırtmak için ona, önce kendi kızkardeşi Fatıma ve eniştesi Said ile ilgilenmesini söyledi. Ömer,k ızkardeşinin evine vardığında Hz.Habbab, onlara Taha Suresini okuyordu. Ömer içeri girer girmez bir vuruşta eniştesini yere serdi, engel olmak isteyen kızkardeşini de tokatladı. Fakat bu sefer de Hz.Fatıma'nın " Ey Ömer! Allah'tan kork! Ben ve eşim Said Müslüman olduk, mutluluğa kavuştuk ne yaparsan yap Müslümanlıktan vazgeçmeyeceğiz, bunu böylece bilesin "s özleri Ömer'in yüzünde şakladı. Fatıma ne demek istiyordu, Ömer'in karşısında nasıl böyle konuşabiliyordu. Ona bu cesareti sağlayan kaynak ne idi, daha önce okunanlar ne misilli sözlerdi? Ömer'in içinde çoktan ihtida rüzgarı esmeye başlamıştı. İsteği üzerine ona Kur'an sayfasını verdiler, okudu, okudukça sarsıldı, inceldi, duygulandı, bilgilendi ve İslam'ın yüceliğine kanaat getirdi, Müslüman oldu. O sırada Daru'l-Erkam'da bulunan Hz.Peygamber'in huzuruna giderek şehadet getirdi. Müşrikler, Ömer'den, Hz.Peygamber'in ölüm haberini beklerken onunla ve sahabı ile Kabe'de açıkca namaz kılmaya geldiğini görünce şaşırdılar. Hz.Hamza'dan sonra Hz.Ömer'in de İslam'a girişi Müslümanları çok sevindirdi. Böylece doğruya da eğriye de alabildiğince yemin eden, izzet-i nefsi bulunmayan(alçak ve düşkün olan), ötekini berikini daima ayıplayan, gammazlıkla laf getirip götürmeye koşan, hayra engel olan, çok zalim, çok günahkar, kaba, haşin,bütün bunlardan başka damgalı soysuz olan müşriklerin (Kalem,68/10_13) emelleri bir kere daha kursaklarında kaldı, bir kere daha hüsrana uğradılar.

HABEŞİSTAN'A HİCRET

Mekke'de Kureyş'in her kolundan Müslüman vardı. Ancak gerek bedeni gerekse dini hayat bakımından güvenlik içinde değildiler. Bunula beraber hiç bir Müslüman karşılaştığı sıkıntılardan ötürü dininden dönmüş değildi ve hepsi çeşitli sıkıntı imtihanından başarı ile geçmişti. Bu mazlum Müslümanları işkencelerden koruyabilmek için şehirde alınacak bir tedbir de kalmamıştı. Hz.Peygember, Müslümanların, dinlerini huzur içinde yaşayabilecekleri ve hayatları bakımından güven duyabilecekleri bir yer olarak Habeşistan'da adaletli bir hükümdarın bulunduğunu, Allah(c.c) işlerde bir kolaylık verene kadar orada oturmalarını belirtti. Bunun üzerine Müslümanlar, ilk kafilesi Peygamberliğin beşinci yılına rastlamak üzere bir yıl arayla peşpeşe Habeşistan'a iki kafile halinde göç ettiler. Her iki kafilede göç edenler yüzbeş kişi idi, bunun on yedisi kadındı.

Habeşistan hicreti İslam'ın tebliğinde yeni bir sayfayı oluşturuyordu. Bu zaviyeden ele alındığında o, sırf sıkıntılardan kaçma hareketi olarak görülemez. Böyle olsaydı Mekkeli müşriklerin bunların peşlerini bırakmaları gerekirdi. Halbuki müşrikler, Müslümanlığın Habeşistan'da yayılarak güçlenmesinden ve Müslümanların sayılarının artarak kendilerini tehdit etmesinden endişe ediyorlardı. Nitekim, hükümdara iki kişilik elçi heyeti göndererek çeşitli hediyelerle saraya sızmasını sağladılar. Müslümanları, bozguncu gibi göstererek oradan attırmak istiyorlardı. Ancak, orada Müslümanların reisi durumunda olan Cafer b.Ebi Talib'in şaheser savunması sayesinde hükümdar, gerçekleri anlamakta gecikmedi. Elçiler elleri boş geri dönmek zorunda kaldılar.

Hz.Peygamber ile Kureyş müşrikleri arasında bir yumuşama olduğuna dair yanlış haberlerin Habeşistan'a kadar ulaşması ile oradaki muhacirlerden bir kısmı Mekke'ye gelmişlerdi. Müslümanlara yapılan sert muamelenin hiç bir şekilde yumuşamadığı ortaya çıkınca bazıları tekrar Habeşistan'a döndüler, bazısı da sıkıntıları göze alıp Mekke'de kaldılar.

Yorum Gönder

To Top